TARİH ÖĞRETMENİ EYÜP ERİŞ-3
Mustafa Yolcu

Mustafa Yolcu

TARİH ÖĞRETMENİ EYÜP ERİŞ-3

20 Ekim 2020 - 23:47

 

TARİH ÖĞRETMENİ EYÜP ERİŞ-3

İSKİLİP LİSESİ ÖĞRENCİLERİM 
YÜKSEL TEMELCİ 
İskilip Lisesi’ne tayin olunca, Tanay Oteli’ne yerleştiğimi söylemiştim. Gündüzleri kantinden, Necek Usta dediğimiz ünlü aşçının çalıştığı lokantadan, bazen kendi kendimize yaptığımız yemek ve kahvaltılarla yemek ihtiyacımızı gideriyorduk. Necek Usta ve garson Ahmet’le akraba gibi olmuştuk. Bazı akşamlar Fuat beyle gittiğimizde bize çilingir sofrası kurar, acılı et sote yapardı ki parmağını yersin. Nedense Necek Usta beni çok severdi. Yanıma gelir sohbet eder, bana yemeklerinden kıyak geçerdi. 
Neyse Ramazan-ı Şerif mübarek kapıyı çaldı. Kutlu günlerde orucumuzu eda edeceğiz, Allah ne verdiyse çay, peynir ekmek daha ne olsun, sahur vakti atıştırıyoruz. Genciz de açlık pek koymuyor. Allah ağır işte çalışanlara kolaylık versin diye, günleri teşbih gibi çekiyoruz. Bir gece saat 03’te kapım çalındı. Yüksel Temelci kardeşim çıka geldi “Hocam, oruç tuttuğunuzu öğrendim, annem size bu mayalılarla şu kızılcık şurubunu gönderdi. Lütfen kabul et, bu mübarek günlerde âdettendir. Sakın yanlış anlama, kabul edersen ziyade memnun edersin” dedi. 
“Bak şimdi beni mahcup ettin, üç lokma iki zeytin yetiyor be aslanım, ama seni bu güzel adetinizden ötürü kıramam. Ancak bu ikramını öğretmen-öğrenci ilişkisi içinde görme. Bundan ötürü de benden iltimas, kayırmacılık bekleme. Allah rızası için kabul ediyorum” dedim. Yüksel bulanık sesiyle “hocam, zaten sizin derslerinizden en başarılı öğrenci benim. İsterseniz notlarıma bakın, beni yanlış anlamayın” dedi. 
Gerçekten de Yüksel çalışkan, üretken, işbilir bir öğrencimdi. Hem öğrencim, hem arkadaşım oldu diyebilirim. Beni Ramazan gecelerinde sık sık ziyaret etti. Anacığının yaptığı sahurluk menüleriyle bahtiyar etti. Hiç unutmadım onu ve kız kardeşini. Anadolu insanının civanmertliğini ben onlarda gördüm. Geçenlerde ona bir ferman gönderdim, o da benim için yazdığı şiirle cevap verdi. Ya işte böyle, Yükselim öğretmen olmuş, emekliye ayrılmış, boğuk bulanık sesiyle hala nazire okuyor. Canım benim, gülüm benim, aslanım Yüksel’im…
MUSTAFA YÜKSEL 
İskilip Lisesi’nin bahçesinin karşısında, öğrenci Pansiyonu vardı. Pansiyon yönetim kurulu beni, pansiyon yönetimine uygun görmüş, ben de hayır diyemedim. Her şeyinden sorumlu olarak, çarşı pazar işi, yemeklik sebze, meyva, et, bakliyat ne eksikse tedarik ediyorduk. Ayrıca yemekhane, yatakhane, çamaşır, banyo, yakacak, dirlik, düzen, disiplin benden soruluyordu. Ben de otelden Pansiyondaki odama yerleşmiştim. 
Öğrencilerimiz genellikle köylerden ve lisesi olmayan ilçelerden gelen, genelde yoksul ailelerin çocuklarıydı. Eh biz de ayni koşullarda okuduğumuz için, insan halinden anlıyorduk.  
Bir gün Mustafa Yüksel öğrencimin ceketini, eski ve kısalmış gördüm ve eski günlerim aklıma geldi. Mustafa da iri yarı, ben gibi cüsseliydi. Benim de ceketim tam ona uygun diye düşündüm. Yeni ceketimi ona verdim ve iç cebine de 50 TL koydum. Bunlar söylenir mi bilmem ama salt örneklik olsun yeni yetmelere diye yazıyorum. Mustafa Yüksel’den de özür dilerim.  
Mustafa’m mahcup, ama bana olan saygısından kabul etti. Ben de rahatladım. Neyse gidip giymiş, sanki ölçmüş gibi tam olmuş. Ama çıktı geldi “ Hocam çok teşekkür ederim, çok beğendim, Allah razı olsun. Yalnız cebinde 50 TL unutmuşunuz” dedi. Mustafa’cım, unutmadım, vermekte sıkıldım, bu şekilde vereyim dedim. Ne olur kabul et, ihtiyacın varsa gör diye teskin ettim ve kabul etti. Yine affınıza sığınarak ve timsal olsun, gençlere örnek kalsın diye söyleyeceğim, o zaman ki maaşım 450 TL idi. Tekrar Mustafa’dan özür dilerim. İyilik aşikar edilmemeli, sağ elin verdiğini sol el görmemeli ama, burada kastım öğretmenlere, amirlere, memurlara, iş adamlarına, varsıllara, muktedirlere, durumu komşusunda iyi olanlara, güçlü olanlara, etkin ve yetkin olanlara.. 

Sevgiler, saygılar
Derleyen- Mustafa Yolcu
Hocam elinize, ağzınıza sağlık. Okurken duygulandım. Eyüp Eriş hocamdan bu yazıları istemekle ne iyi etmişim dedim. Saygılarımı sunuyorum.
 

Bu yazı 1888 defa okunmuştur .

Son Yazılar