Tarihin taşrasında yaşamak


Giriş

Bu yazımızda, Atasoy Müftüoğlu’nun kaleme aldığı,  “Tarihin Taşrasında Yaşamak” isimli kitap üzerinde duracağız. Zihinlerimizin, sömürgeciler tarafından işgal edilmesini istemiyorsak, mutlaka bize bilinç katacak, bize bir ufuk açacak, farklı bir bakış açsı verecek kitaplar okumalıyız. Çünkü bilmeyen toplumlar, bilen toplumlara boyun eğmek zorundalar. En büyük devrimler, zihinsel yapılan devrimlerdir. Eğer bir toplum, sömürgecilikten kurutulmak istiyorsa, mutlak entelektüel bir yapılanmaya gitmelidir. Günümüzün en önemli silahı bilgidir.  Sahih bilgiye ulaşmaya çalışan, gayret sarf eden insanlar, bir başkasını taklit edemez. Bir başkasını bire bir taklit etmek, kendi hayatına son vermek demektir. 

Konu hakkında Atasoy Müftüoğlu, kitabında şöyle demektedir:

“Taklit eden bireylerin düşünceye, bilince, sahih bilgiye ihtiyaçları yoktur. Taklit eden bireyler, hiçbir zaman sorumluluk ve risk almak zorunda kalmazlar.”   Bu girişten sonra kitabı incelemeye başlaya biliriz.

Tarihin Taşrasında Yaşamak ve Konu Başlıkları  

Mahya Yayınları arasında çıkan kitap,  216 sayfa olup, 13 bölüm, sunuş ve bitiş şeklindedir.  Kitaptaki bölüm başlıklarını kısaca şu şekilde sıraya biliriz:

Müslüman Aklın Özgürleşmesi

Müslüman Zihnin / Bilincin Tradejisi

İdeolojik ve Irkçı Hurafeler

Radikal Niteliklere Sahip Olmak

Tarihin Varoluşunda Yaşamak

İhtiraslarımız Çoğaldıkça, Bağımsızlıklarımızda Çoğalıyor

Özeleştiril Farkındalıklar, Patolojik Nostaljiler

Tarihin Kesintiye Uğraması, Yarım Kalması

Karşılığı Olmayan Umutlar, İyimserlikler

Anlam ve Amaçların Parçalanması

İslami Aklın, Dilin Düşüncenin Yeniden İnşası

Pragmatizmlerle Uzlaşmak

Zaman Bilinç Zamanıdır

Geleneksel Patolojilerimizle Yüzleşmek Zorundayız

Akıl ve Düşünce Büyük Bir Nimettir

Müslüman, kitap merkezli düşünür, kitap merkezli yaşar.  Çünkü bizi yaratan Allah, bize doğru yolun, yol haritasını da göndermiştir.   Kur’an, akletmekten ve düşünmekten söz eder.  Birkaç ayeti örnek verelim:

“…Siz hiç aklınızı kullanmaz mısınız?” (Bakara, 2/44)

“…Aklınızı kullanmıyor musunuz?” ( Al-i İmran, 3/65)

“Dilediğine hikmet bağışlar ve her kime hikmet bağışlanmışsa doğrusu ona en büyük servet verilmiş demektir. Ama derin kavrayış sahipleri dışında kimse bunu düşünüp anlayamaz.” (Bakara, 2/269)

Hele bir ayet-i kerime var ki, insanı dehşete düşürüyor ve aklı kullanmamanın ne kadar vahim bir durum olduğunu ortaya koyuyor. Allah, aklını kullanmayan toplumları felaha çıkarmaz. Tam aksine pisliğe mahkûm eder. Bugün İslam dünyasının bulunduğu acı durumun özeti, bu ayette saklıdır.

Hem Allah'ın (akıl ve irade vermek suretiyle gerçekleşen) izni olmasaydı, hiçbir insan imana eremezdi! Ve O aklını kullanmayanları pisliğe mahkun eder!” (Yunus,  10 /100)

Atasoy Müftüoğlu, “Tarihin Taşarsında Yaşamak” kitabında ısrarla düşünmeye, sorgulamaya, yeni bir dil inşa etmeye vurgu yapar.  Müslüman demek, olayları bütün boyutuyla analiz etmek demektir. Müslüman demek, kendini Ümmete nispet etmek demektir. Kendimizi İslami kavramlarla tanımlamalıyız. Sömürgeci kavramlarla değil!

Tarihin Taşrasında Yaşamak ve Adrese Teslim Sözler

Genelde okuduğum kitaplarda, kendimce düşündüren sözlerin, cümlelerin altını çizerim.   Bu eserirde okurken, yine kendimce notlar aldım. Bu adrese teslim sözleri paylaşıyorum:

“Hangi gerekçeye dayalı olursa olsun, başkaları tarafından belirlenmek, başkalarına bağımlı hale gelmek, insanı da toplumu da alçaltır.”

Bir tuşa dokunarak istedikleri verilere ulaşanların akletmeye, tefekkür etmeye, müzakere müşavere etmeye, düşünmeye ihtiyaçları kalmıyor.”

“Bugüne ilişkin anlatabileceğimiz öykülerimiz olmadığı için, geçmişe ilişkin öyküler anlatmaya devam ediyoruz.”

“Günümüzde, Toplumlarımızda İslam Kur’an hiçbir şekilde belirleyici değilken, gelenek pek çok konuda belirleyicidir.”

“Müslümanlar, kendilerini İslami kavram ve kurumlarla değil, seküler / kapitalist/ neoliberal kavram ve kurumlarla temsil ediyor.”

“Kendilerini üstün, diğerlerini aşağı olarak tanımlamaya, değerlendirmeye çalışan her zihniyet sömürgecilikle malul bir zihniyettir.”

“Geçmişi Romantikleştirdiğimiz için, tarihsel sorumluluklar alamıyor, tarihsel bir bilinci temsil edemiyor, tarihsel çözümlemeler yapamıyoruz.”

“Müslümanlar, kendi tarihsel- siyasal konumlarının farkında ve bilincinde değiller”

“Sömürgeci çıkarlar ve ihtiraslar adına, İslami hayatlar, kültürler, kültür ve medeniyet mirası şehirler, yapılar barbarca yağmalanıyor.”

 “Toplumlarımızda yanlış bilincin bir geleneğe dönüşmesi sebebiyle Tevhidi yörüngemizi kaybettik.”

“Fiziksel cesaret tek başına çok şey ifade etmez, hepimizin cesarete ihtiyacımız var, cesaretin de bilgi ve bilgeliğe ihtiyacı var.”

“Müslüman Birey, Müslüman toplum, evrensel ilahi ilkeler, anlam ve amaçlar doğrultusunda kendisini tanımlar, konumlandırır ifade eder.”

“İslami anlamda var olma bilinci, İslami anlamda etkin olma bilincini gerektirir.”

“Tek yoruma kapanan ve bu yorumu bağnazca savunan bir anlayışla, hiçbir zaman bir müzakere ve dayanışma gerçekleştirilemez.”

“Her durumda hakikatin ifadesi olmak, her şeyi gerektiğinde yüksek sesle söyleye bilmek için, hiçbir rüşvetle kirletilmeyen onurlu bağımsız kişiliklere, dava adamlarına ihtiyacımız var.”

“Televizyon – internet coğrafyasında yaşayanlar, dünyayı, olayları ancak medya aracılığıyla görebiliyor. Medya Aracılığıyla görmek, medyatik güncelliğin sınırlarını aşamadığı için, tek yanlı görmek bütün boyutları görmemek gibi problemler taşıyor”

Sonuç

Atasoy Müftüoğlu ağabeyin, kendine has üslubuyla kaleme aldığı, “Tarihin Taşrasında Yaşmak” isimli eseri büyük bir dikkatle okumakta fayda var.  Mutlaka katılacağınız yer olduğu gibi, katılmayacağınız yerlerde olabilir. Eleştiri hakkınızı, ahlaki bir şekilde kullanma hakkına sahipsiniz. Kitabı okuduktan sonra, aldığınız notlarla birlikte, varsa tavsiyeleriniz bunu kitabın yazarıyla paylaşabilirsiniz.  Tek bir yoruma kapanmamak için, mutlaka farklı okumalar yapmak zorundayız.  Kitabın düşünce dünyamıza, kültür dünyamıza, bilinç dünyamıza, tarihimize önemli bir katkı sağladığını, vurgulamak isterim…

Kendinize gelmek için, mutlaka kendi hür iradenizle, okuma yapmak zorunda olduğunuzu unutmayın. O halde şimdi, “Tarihin Taşrasında Yaşamak” isimli kitabı okuma vakti!..

Bu vesile ile kitapta, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.  

Son olarak:

“…Hiç kuşkusuz bir toplumun bireyleri kendi iç dünyalarını değiştirmedikçe Allah da o toplumun gidişatını değiştirmez…” (Rad, 13/11)

Eser hakkında detaylı bilgi için:  0 (212) 441 16 47 / Mahya Yayınları