Mehmet Lokum
Mustafa Yolcu

Mustafa Yolcu

Mehmet Lokum

16 Kasım 2016 - 22:51 - Güncelleme: 23 Kasım 2016 - 16:53

MEHMET LOKUM- 10.04.2012

İskilip’te iki devre Belediye başkanlığı yapmış, eski başkanımızdır.

MY- Mehmet bey. Bize kendinizi tanıtırmısınız.

1.2.1954 İskilip Ulaştepe doğumluyum. İlkokulu Ulaş ilkokulunda, Ortaokul liseyi İskilip’te okudum. Üniversite de 1973 yılında girdiğim Ankara iktisadi Ticari İlimler Akademisi, Başkent Yüksek okulu iktisadi ilimler bölümünü, 1978 şubat’ta bitirdim. İki sefer bankaların müfettişlik imtihana girdim. İmtihanı kazanamayınca, dokuz ay Çorumda muhasebecinin yanında staj gördüm.

15.7. 1979 yılında İskilip’te muhasebeciliğe başladım.

Talebelik yıllarında da babamın kamyonunda fiilen çalıştım. Şoförlük yaptım. Yük taşıdım. Hem de tahsilime devam ettim.

İlkokul döneminde mahalleden, okuldan arkadaşlarla birlikte oldum. Bu arkadaşlarımdan bana en yakını komşumuz Ünal Sucu idi. Eski arkadaşlardan bir kısmını kaybettik. Mahallede kışın kayık kaynardık. Gece aşağı taslı oluğundan suyu salardık. Sabaha kadar yol boydan boya buz olurdu. Gündüz belediyeden de gelip buzu kazarlardı. Büyüklerimiz de caminin önündeki kalasları bağlayarak kayarlardı. Mahalledeki dibeklerde çağrılınca dibek dövmeye giderdik.

Biz başak yapmaya bahçeye gitmedik ama ortaokul sonda bir iftira ile öğretmenimiz Müberra Akçalı tarafından tek dersten sınıfta bırakılarak, bir sene gezdik. Öğretmenin oturduğu sandalye ye çivi çakmışlar, bunda hiç alakamız olmamasına rağmen, bizim üzerimize yıktılar. Bu iftiraya uğramasaydık, öğretmen olacaktım.

Gezdiğimiz bu dönemde, Yüksel Temelci, İzzet Hayırlı ben; kahve alışkanlığımız olmadığı için bahçelere başağa giderdik.

MY- Çocukluk yıllarında geleceğe dönük olarak seni etkileyen oldumu?

Benim gönlümde makine mühendisi olmak vardı. Gazi makineyi de kazanmama rağmen, dedem istemediği için bu bölüme gidemedim. Bitirdiğim okula kayıt yaptırmıştım. Devam mecburiyeti de yoktu. Böylece bu okulu bitirdim.

MY- Siyasi yönünün belirlenmesinde ne etkili oldu?

Babamın arkadaşı Çil Osman vardı. Buna Hürriyeti seçtim diye, Rus yazarın Rusya da komünizmden kaçışı anlatan, kalın ve ağır bir kitap vermişti. Bu kitabı okuyunca çok tesirinde kaldım. Bu kitabı arkadaşlarıma da tavsiye ettim.

Rahmetli dedem hoca idi. Daha kuran okumaya başlamadan, dedem bana amme cüzünü ezbere okumayı öğretti.  Hüdüt hoca diye bilinen dedem, çağıl suyu satardı. Daha sonra tavukçu hocaya giderek kuranı iki kere hatmettim. Dini temelleri aileden çevreden, tavukçu hocadan aldım. Tavukçu hocadan dayak yemeyen, ender talebelerden birisi bendim. Ben şunu yaptım da kıymetim bilinmiyor anlayışı yanlış.

MY- Talebelik dönemi hakkında ne anlatırsınız?

Bizim liseyi bitirdiğimiz 1973 yıllar, siyasi olayların en hararetli olduğu yıllardır. O dönemler hiç tasvip etmediğim dönemlerdir. Ben siyasi düşüncesinden dolayı, hiç kimseyi dışlamadım. Sol görüşlü arkadaşlar ile birlikte aynı evde kaldığımız dönemler oldu. Ev arkadaşlarımız İskilipli ve dışarıdandılar. Siyasi olaylar senin benim düşündüğüm gibi olmuyor. Olaylar siyasilerin ve döneme yön verenlerin tavırları ile oluştu. 13 Eylülde her şey bitti. O dönemler kitsin bir daha gelmesin. O dönemde siyasette hoşgörü yoktu. Öğrenciliğimizi yaşayamadık. Okuldan çıkıp, siyasalın önünden dolmuşa binemiyordum. Eğitim fakültesine kayıt olduk, bize saldırdılar. Bizde okula ilk gittiğimiz gün okulun penceresinden kaçtık. Bir daha da Eğitim fakültesine gidemedik. Üniversitede okurken hem okudum, hem de İskilip’e gelip arabada çalıştım. O dönemden kalan arkadaşlıklarımız devam ediyor. Her arkadaşımla görüşmem gerektiği kadar, ilişkilerimiz devam etmektedir. Arkadaşlığımı hiçbir zaman, fikre siyasete alet etmedim. Arkadaşlarımın iyi ve kötü günlerinde yanında olmaya çalıştım.

MY- Siyasete nasıl girdiniz.

Ben Belediye başkanlığına kendim aday olmadım. Çevremden aday olmam için baskılar oldu. Ankara’da Okuduğumuz dönemlerde, Çankaya bölgesinde Ülkü Ocaklarında ve kitaplıklarda nöbet tutardık. Nöbet tuttuğumuz gecelerde, Başbuğ kitaplıkları gezmeye gelir, hal hatır sorar giderdi. İskilip’te muhasebecilik yaparken, Rahmetlik Türkeş telefon edip, başkanlığa aday olmamı istedi. Bende durumumu anlatıp, iş dolayısı ile müsait olmadığımı bildirdim. Oda bir dahaki dönemde aday olmamı söyledi. Devlet bey benim fakülteden hocamdı. Sonraki 1994 yılı seçimlerinde devlet bey telefon edip” başbuğun selamı var, İskilip’te başkan adayımız sensin “ diye söyleyip telefonu kapattı. Arkadaşlarla istişarelere başlayıp, Belediye Başkanlığına adaylığımızı ilan ettik.

MY- Belediye başkanı olmadan önce hangi hedefleriniz vardı?

Türkiye de belediyecilik dâhil çok şey birilerinin istediği kadar yapılıyor. Yani belediyeler kendilerine verilen para kadar hizmet yapabiliyorlar. Bu durum babasından aldığı para kadar, harcama yapan çocuğa benziyor. Yaz gelirken belediyelere üç dört ay kesinti yapmadan para veriliyor.  Bu para ile yatırım yapılmaya çalışılıyor. Sonrada para olmadığı için elin kolun bağlanıyor. Bazı konularda görüş istiyorlar. Görüş veriyorsunuz ama buna uymuyorlar. Belediyeler borçlu. Borcunu yatırmayan Belediyeler karlı çıkıyor. Borçlar affediliyor, cezalar alınmıyor. Borcunu ödeyen belediye cezalı çıkıyor. Belediyecilik genelin vesayetinde, genelin istediği kadar hareket ediyorsunuz. İsterseler hiç çalıştırmayıp, cezalandırırlar. Yapılan her iş suç,  göbekten bağlısınız.

Kanun gereği Belediye meclisine yetkiyi veriliyor,  meclis kararı alıp uygulama yapınca, yanlış karar almışsın diye belediyeye ceza geliyor. Hem imar yapma yetkisini bana veriyorsun, sonrada yanlış karar almışsın diye ceza veriyorsun. Belediyede yapılan her iş suç. Merkez belediyeyi istediği kadar çalıştırır, istemese çalıştırmaz.

Doğrusu şu: Meclis karar aldıktan sonra, kararın Valiliğe gidip, buradaki denetleme mekanizmasından geçerek onaylanıp, ondan sonra uygulamaya geçilsin. Böylece olması muhtemel yanlışın önüne geçilsin.

Belediyeler maliyeye SSK ya borçlu. Benim bu konuda teklifim oldu. Dedim ki belediyede çalışanlar bordu raya bağlı. Belediye ye para gelmeden, SSK ve vergilerini kesin, kalanını gönderin. Daha sonrada bunlardan borç çıkmasın. Bu teklifime hiç yanaşmadılar.

3194 sayılı imar kanunu küçük belediyelerin kaldırabileceği kanun değil. Ben başkan olduğumda ifrazı, tevhidi bilmiyordum. Bütün bunları başkan seçildikten sonra, kendi gayretimle bir şeyler öğrenmeye çalıştım. Herkesin bu işi bilmesi mümkün değil. Bu sebeple imar uygulamalarında yanlışlıklar yapılıyor.

Ben başkan seçildiğimde, bir hafta sonra beş nisan kararları oldu. Belediye kasasında yüz lira vardı. Bu para ile bir ekmek bile alınmıyordu. Önceki dönemde belediye ye büz alınmış, aradan dokuz ay geçmiş, büz parası ödenmemiş. Bunu  taksit ile ödeyeyim dedim. İtiraz edip, hemen ödeme yapılmasını istediler. Para yok ki ödeyeyim. Büzü satan firmaya dedim ki;” Dokuz ay sesini çıkarmadan beklemişsiniz. Şimdi biz gelince niye sıkıştırıyorsun. Bize süre vermezsen, paranı istediğin yerden al.” Dedim. İlk ay maaşı esnaf arkadaşlardan ödünç alarak ödedim. Hizmetleri en ucuz nasıl yaparımın hesabını yaptım.

İlk dönemde partim meclis dışında kaldı. İskilip’in turizm merkezi olmasını istedim. Önümüze çok engel çıktı aşamadık. Kalenin üzerindeki evleri kaldırayım dedim, burası yaşayan kale kaldıramazsınız dediler. İskilip’te turizm gününü kutladık. O gün İskilip e gelen Ahmet Ertekin abimiz “ kalenin dibinde düzenleme yaptım deme, çöpleri temizledik deyin. Burası sit sahası el dokunulmaz.” dedi. Türkiye’de bazı şeyleri yapmak çok zor. Kalenin dibinde kazı yapılırsa, başka mağaralarda çıkar.

Kaçakta ortaya çıkan Dinazor konusu vardı. Dinazor dişlerini Almanya ya gönderdik, burada araştırma yapılmasını istediler. Bu durum ortaya çıkınca denildi ki;”   Bu konuyu fazla kurcalamayın. Oradaki sanayi çarşısının kalkması söz konusu olabilir. Böyle olursa esnafı karşına alırsın.”  Bizde konuyu kapattık.

Deri hamamını alalım müzeye dönüştürelim dedik. Mülk sahipleri korkunç paralar istediler, elimizi dokunamadık. Bizde vakıf hamamının onarımını yaptık. Hamamın hava bacaları tıkanmış, iki defa patlama meydana geldi. Onarım sırasında vakıflardan müfettişler geldiler. Yapılanları görünce beğenerek “ Biz buraya gelmedik, bir şeyde görmedik. Siz işinizi bitirin” dediler. Bu onarımı yapmasaydık hamamın çökme durumu vardı.

MY- Bundan sonra Belediye başkanlığına aday olacaklar için ne tavsiye edersiniz?

Partiler ve siyaset bu işte amaç değil araçtır. Seçim döneminde bir partiyi destekler veya aday olabilirim. Seçimden sonra kim seçilirse o benim başkanım olur. Seçim bittikten sonra siyaset bitmeli, hizmet başlamalıdır. Yanlış olan seçilenin, önceki yapılanları bir tarafa itip, sadece kendinin yaptıklarını esas almasıdır.  Mesela hastanenin meydan mahallesine gitmesi doğru değildi. Buna karşı çıktım. Kayacığın oraya yapılabilirdi. Bunu başkana da ilettim.

Belediye başkanı seçilecek insan ilçeyi iyi tanıyacaktır. İlçenin insanını iyi tanımalıdır. Biz İskilip in sorunları diye sempozyum yaptık.  Orada söz alanlar sorunları dile getirdiler. O gün konuşulanlar, o zamana ait idi. Şimdi daha başka sorunlar var. Bu tür sempozyumlar la sorunlar tespit edilerek, çözüm yolları aranmalıdır. Her devri, kendi koşullarında değerlendirmek lazımdır.

MY- Belediyeciliğin sırasında ziyaretçileriniz de olmuştur. Bunun ile ilgili hatıranız varmı?

Bir keresinde İskilip’e üç bakan ile büyükelçiler geldiler. Bunlar gelmeden önce, ne yapacağız, nasıl yapacağız diye kaymakam telaşlandı. Bende “Sayın kaymakamım telaşlanmayınız, biz hallederiz.” dedim. Geldiler dolmalar yapıldı, arkadaşlarım gerekli ikramı yaptılar. Gittiklerinde kaymakam çok memnun kaldı.

Tataristan Aloboğa valisi Çoruma gelmiş. Çorum Valimiz misafir Valinin İskilip’e geleceğini, ilgilenmemi söyledi. İskilip e geldi, yemek sırasında Vali “ Sizde Başkan Başkan da Kaymakam ne oluyor.” Dedi. Gülüştük. Benim şu kadar tarlam, fırınım, traktörüm var dedi. İskilip’te çok güzel şeyler yapmaya çalıştık.

MY- Mehmet Bey gençlere diyeceğiniz neler var.

İskiliplilerin doğduğu yere borçları var. Elinde hizmet imkânı varsa, doğduğu yere hizmet edecek. İskilip’i düşünecek. İskilip ile ilgisini kesmeyecektir. Böylece borcunu ödemiş olacaklar. Her kez İskilip için elinden geleni yaparsa birçok sorunda çözümlenmiş olacaktır.

Mustafa Yolcu

 

 

 

Bu yazı 2268 defa okunmuştur .

Son Yazılar