Yozgat’lı Harun Reşid Han, İskilip’ten ayrıldıktan bir gün sonra Burdur’un Ağlasun ilçesinde kaymakamlık görevine başladı. Vekil kaymakam olarak geldiği İskilip’te 4 ay kaldı. 4 ayda bütün köyleri gezdi ve vatandaşlarla doğrudan temas kurdu. Sabah namazları için kendi arabasına atlayıp herhangi bir köyün camisine gittiğini öğreniyoruz.
Size Harun Reşid Han’ın İskilip’te yaşadığı bir hikâyeyi buraya aktarmak istiyorum. “Kaymakam Han, bir akşam evde tek başına otururken birden aklına herhangi bir köye gitme fikri geliyor. Özel arabasının direksiyonuna atlayıp dağ köylerine doğru yola çıkıyor. Yanoğlan köyü sapağına gelince “bu saatte kimseyi rahatsız etmeyelim “ diye geri dönmeye karar veriyor. Dönüş yolunda Karagöz yakınlarında giderken dörtlüleri yanık olarak gördüğü bir otomobilin yol kenarında beklediğini görünce yanlarına gidiyor. Yaşlı karı kocanın köylerinden İskilip’e dönerken lastiklerinin patladığını öğreniyor. Eski reno marka aracın bagajı da tıka bas köy ürünleriyle doldurulmuş.
Kaymakam - Yardımcı olayım beraber yedek lastiği takalım”
Yaşlı amca - Zaten altındaki lastik yedekti
- Eee ne yapacaksınız? Oğlunuz kızınız bir yakınınız yok mu size yardım edecek
- Hiç kimsemiz yok. Sabahın olmasını bekliyoruz
Uzatmayalım, Kaymakam telefonla İskilip’ten yardım istiyor. Lastik geliyor ve değiştiriliyor.
Yaşlı kadın – Oğlum sen necisin?
-Kaymakamım
- Allah’a yalvarmıştım. Yarabbi gecenin bu saatinde bize yardım edecek birisini gönder diye. Kaymakamı gönderdi. Oğlum evli misin?
- Evet evliyim.
- Çocuğun var mı?
- Hayır yok.
Yaşlı kadın yeniden dua ediyor.
-Allahım tez zamanda sana hayırlı bir evlat versin!
Gece bitiyor ve sabah kaymakamın Ankara’da bulunan eşi telefon edip hamile olduğunu söylüyor.
Okuyunca Osmanlı padişahlarının hikâyelerine benzer bir menkıbe gibi geliyor. Esasında duanın gücünü de görüyorsunuz. İnsanın “şu yaşlı teyzeyi bulsakta duasını alsak” diyesi geliyor.
İşte böyle bir kaymakam geldi geçti. Çarşıya çıktı. Esnafınan esnaf, tarlaya gitti çiftçiyle çiftçi, ırmağa gitti balıkçılarla gece yarılarına kadar takıldı, bizlerle memlekete dair düşüncelerini paylaştı. Oturdu bağlama çaldı. Türkü söyledi. Yani herkesle paylaşacak birşeyrleri vardı.
Abdullah Recai’den sonra bu profilde bir kaymakam görmedi İskilip. Nevzat Akay’ın güftesi belli olmayan,“Geç buldum çabuk kaybettim” şarkısı gibi oldu birazda. Rüzgar gibi geldi ve öyle gitti. Vedasını ise belki de ilk kez köy ve mahalle muhtarları yaptı. Allah yolunu açık etsin.